(Kafka'nın 1906'da çekilmiş bir fotoğrafı)
Sıradan bir insan olan Gregor Samsa bir sabah uyandığında kendini insan irisi bir hamam böceği olarak bulur ve çaresizliğinin acısını ailesinin ilk başta ona karşı olan acımasının daha sonra bıkma ve tiksinmeye dönüşünü görerek gözlerini bir böcek olarak yumar bu koca yaşlı şişko dünyaya.
Bu sefer sizlerle Rusya'ya uzanalım! 19. yüzyılın en önemli yazarlarından olan Nikolay Vasilyeviç Gogol Ölü Canlar kitabı Dünya Klasiklerinin arasındaki yerini alıyor. İyi bir vatansever olan Gogol, ülkesinin menfaatleri doğrultusunda -yani toplum için sanat- anlayışıyla yazmak için alır kalemi ve kağıdı eline. Gogol gerçekçi bir yazar oluşundan ülkesindeki problemleri çatır çatır yazmakta, yüksek sosyetenin burnundan kıl aldırmayan, her lafta kendine taş geldiğini öne süren, Avrupa özentilikleri paçalarından akan, kendi vatanlarını küçümseyen tavırlarını; orta sınıfın da tembel, adaletsiz, rüşvete dayalı, sahtekar davranışlarını eleştirmektedir. Belki de bu çarpıklıkları sıradan bir vatandaşla anlatsa pek etkili olamayacağını düşündüğü için bir sahtekarı kendine ana karakter olarak seçiyor Gogol.
(Amca 19. yüzyılda yaşayınca haliyle anca portresi falan oluyor :D )
Neyse çok uzatıyorum her şeyi... Biri buna bir dur desin! Evet atık kitabımıza dönelim derim...
Ölü Canlar toplamaktadır baş karakter Çiçikov köy köy dolaşarak. Çiçikov ağzı iyi laf yapan, nezaket kurallarının kitabını yazabilecek kadar kibar, her gittiği yerde kendini sevdirecek kadar kurnaz bir adamdır. Ama her şeyden önce Ölü Canlar toplayan bir sahtekardır. Hikayede zaten onun köy köy Ölü Can arayışları ile işlenir.
Kitabın ilk başlarında sıkılmadım desem yalan olur. Ama olayı kavrayıp iyice ısındıktan sonra hikayeye ayrı bir sevdim elimden bırakamaz oldum. Annem tutturup "Çok kitap okuyorsun gözlerin bozuluyor" diye kitaplarımla arama barajlar kurmasa ve ablam da ona beni gambazlamasa şimdiye bitirmiştim aslında.
Not: Bu kitabı kesinlikle ama kesinlikle klasik müzik eşliğinde okuyun. Çok daha iyi çıkıyor tadı....
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder