"AŞK ve GURUR" mu dedi biri?

Havada aşk kokusu var, a dostlar! Hem de ne aşk! Yıllarca dizi-film sektörlerinin ekmeğini yediği bir aşk. Zengin oğlan, fakir kız! Çok ilginç değil mi? Hani şu yüksek sosyete oğlanın orta halli bir ailenin kızına vurulduğu peri masallarından bu da. Bakın size söylüyorum şimdiki en popüler dizi-filmler hep bundan esinlenmiştir. Efendime söyleyeyim Türk dizilerinden Adını Feriha Koydum ilk aklıma gelenlerden, filmlerden Tarık ağabeyimizi baş rolü Hale Soygazi ablamızla paylaştığı Oh Olsun, Tarık beye Hülya hanımın eşlik ettiği Sev Kardeşim, Kpop fanı olmadan önce Kdrama fanı olan herkesin ezbere bildiği Secret Garden, Boys Over Flowers şeysi hep böyle zengin yakışıklı oğlanın fakir kıslara gönüllerini kaptırmaları üzerinedir.

Artık ne yazdıysa Jane abla! Jane Austen'ın şimdiye toz toprak olmuş kemiklerini daha fazla titretmeden giriyorum konuma. Bugünün asıl konusu sizin de anladığınız üzere pazarlama uğruna Aşk ve Gurur adıyla çevrilen asıl adı ise Gurur ve Ön Yargı olan şahika. E şimdi siz diyeceksiniz ki bu dediğinin kitabı var, filmi var, dizisi bile var, sen hangi birinden bahsedeceksin? Deyin de zaten! Bu sizin en doğal hakkınız :D Lafı uzatmadan direk cevabı veriyorum:

Pride and Prejudice 1995

Bugün paylaşmak istediğim uyarlama BBC tarafından ekranlara getirilen baş rollerini Mr Darcy rolü ile Collin Firth ve Lizzy (Elizabeth) rolü ile Jennefer Ehle'in paylaştığı 6 bölümlük Pride and Prejudice (1995) dizisidir.

Bu dizi kelimelerle ifade edilmek için fazla güzel vasıflara sahiptir. Oyunculuklardan tutun mekanlar, kostümler, danslar, her şey öyle güzel ki dizide insanın her sahnede izleyesi daha da artıyor. İşte tek kötü yanı dizinin 6 bölümden ibaret olması ve finalin kitaptan birazcık farklı bir sonla bitirilmesi ve eksik kalmış olması. Neyse bu son dediğim sonraki iş. Şimdi dizinin inciğine cıncığına bakma zamanı!

İsterseniz ilk önce karakterlerimizi ufaktan bir tanıtalım: 

Elizabeth Bennet

       

İlk olarak tabi ki de baş kadın karakter olan Elizabeth Bennet'dan nam-ı diğer Lizzy'den bahsediyoruz ki ben de yazı boyunca ona hep Lizzy diyeceğim. Lizzy taşralı, soygun ve zengin bir ailenin ikinci kızı olarak gelmiştir dünyaya. Lizzy akıllılığı, öz güveni, ahlaki değerleri ve dönemin imkan verdiği müddetçe özgür ruhlu hali ile babasının kıymetlisiyken  inatçı, dik başlı, dağda bayırda dolanmalı haliyle annesinin baş belasıdır.

                           

Ablası Jane'den sonra ailenin en güzel kızı olma vasfı bulunan Lizzy asi sıtayla takılmayı kendine düstur edinmiştir. Darladıkça atar kendini 90'lar İngilteresinin büyüleyici doğasına, çayırına, ormanına... Her şeyi en iyi kendisinin bildiğini sanan Jane bir fişledi mi birini bir daha zor değiştirir o fikrini... Darcy'ciğim neler çekti bunun yüzünden! Ama pek tatlı, pek sevecendir. Hiç bir zaman aptal, zayıf kadın karakterler gibi değildir. Güçlüdür, çalışkandır, sıcakkanlıdır, samimidir, gururludur - tamam gururunda suyunu çıkarmamak lazım-  kısaca tüm güzel özellikleri taşır vakurla!

Fitzwilliam Darcy

Fitzwilliam Darcy nam-ı diğer Mr. Darcy yılda 10.000 pound kazanan, Pemberley'de dönüm dönüm arazisi, kocaman bir malikanesi, evleri, arabaları, hanları, hamamları olan kısaca karun kadar zengin, aynı zamanda  ultra yakışıklı ve efendi bir Londra beyefendisi! Tabi ilk izlenimde! Çünkü onunla bir çift laf etseniz siz de görürsünüz ne kendini beğenmiş, ne kibirli biri olduğunu (!) Bu da kitapta Darcy ile ilgili ikinci ön yargıyı oluşturmakta. Tamam biraz beğeniyor kendini ama yani siz de olun onun kadar müko bakalım siz ne kadar mütevazi oluyordunuz. Hem şuna bir bakın ya bu kendini ne kadar beğense az. Ay mimiklerini yediğimin!

-Bu gif hareketli ha :D -

Şimdi de yakın akraba...

Bunlar da Lizzy ve kardeşleri. Soldan sağa; zırtapozun biridir bu en soldaki, aklı fikri balolarda ve yakışıklı subaylarda olan, kız kardeşlerinden birini de kendi gibi azdıran yaramaz -bence yaşının küçük olmasından dolayı- biraz da saf uçarı kardeş Lydia, onun yanında Lizzy, dizi boyunca herkesin ay ne güzel kız dediği benimse "La bu Mona Lisa'ya benziyor ya la" dediğim sarışın sessiz sakin 

abla da en büyük Jane anasının biriciğidir kendileri - bu da az değil ha, laf aramızda iyi yere gelin gidiyor :D - Jane'in yanındaki gıcık, ergen, ay ben çok yetenekliyim deyip bir halt yapamayan rezil olduğuyla kalan kelimenin tam manasıyla boş teneke Marry - IMDb Marry'i direk "çirkin" diye tanımlamış ve beni çok şaşırtmıştır, yazık günah ya o ne öle "Çirkin Marry" saçma sapan işler, hem ne demiş Ediz Hun "Çirkin kadın yoktur, bakımsız kadın vardır..." Peh! Sizi kınıyorum IMDb! Neyse ya biz kardeşlere dönelim. Son kardeş de grubun en silik ve nereye çeksen o yöne uzayan şahsı Kitty, Marry kaçmadan önce onunla takılırdı, o zamanlar bu da ondan aşağı değildi ama sonra Jane'lerle takılınca bir ağırlaştı bir hanım hatunluk çöktü kıza :D

Bunlar da anası ile babası Lizzy'nin. Ay o kast direktörünü getirin bana ona diyecek iki lafım var o teyzeyi bilerek mi seçmişler ya. Diziyi izlerken kulak mulak bırakmadı hanım teyze :/ Teyzenin kocası da fazla mı silikti ne. Ne kızlarının ne karısının aşırılıklarını dizginleyemiyordu. Ee amca kızını dövmeyen dizini döver diye boşa dememişler. Sen zamanında köşenden çıkış o Lydia ile az ilgilenseydin o kız kaçar mıydı hiç? Cık cık!!

Şimdi de Bingley'ler...

Ortadaki sarışın, yıllık 5.000'lik bir gelire sahip 22 yaşındaki Darcy'nin BFF'ı Charles Bingley'dir. Kendisi girdiği ortamlara uyum sağlama özelliği ve sıcakkanlı tavırları sayesinde herkesçe çok sevilir özellikle Jane'ce :D Jane'le çok seviyor bunlar birbirlerini bir ara pis Darcy giriyor aralarına ama sonra evlendiklerine göre düzeliyor bir şekilde :D Bingley'nin yanındaki kokoşlar onun bacıları. Sağdaki evli, soldaki de bekar ama ağır yazıyor Darcy'ye. Neyse ki Darcy'min gözü Lizzy'den başka kimsecikleri görmüyor. hehehe :D 

Fazla uzadı bu mesele...

Gerçekten fazla uzattım karakterleri, o yüzden konuyu kısa keseceğim. Şimdi bu Darcy Jane'lerin mahalleye taşınıyor. O zamanlarda malum komşuluk daha ölmemiş. İşte buna binayen insanlar sürekli balolar yapıyor kaynaşıyor. Darcy ile Jane de ilk orada karşılaşıyor. Tabi bizim oğlan ilk tanıştığı kişilere bir tavırlı falan bu hiç pas vermiyor hatta Jane ile dans etmesi özellikle istenmesine rağmen bu sağ ol almayayım demesin mi? Sonra bu kız bana neden pas vermiyor dersin Darcy! Neyse bizim Lizzy buna orada bir fitil oluyor. Sonradan Darcy buna iyice vurulmuşken de m*lın önde gideni olan Lydia'nın pek sevgili müstakbel kocası George Wickham öyle pis anlatıyor ki Darcy'yi bizimkine Darcy duysa kendinden tiksinir o derece. Sonra haliyle bin türlü taklalar atıyor bizim Darcy kızımızı masumluğuna inandırmak için. Neyse sonunda bir şekilde beceriyor. Ve happy ending :D Evli, mutlu ve çocuklu bir hayata yelken açıyorlar :D 

Bu diziyi ne kadar sevdiğimi gerçekten anlatamam. Her izlememde ilk izlememin yaşadığım hisleri yaşıyor, çok keyif alıyorum. Colin Firt hayranlığımı başlatan dizidir kendileri ayrıca. Şimdi izninizle bu harika dizinin harika gifleri ile sizleri baş başa bırakıyorum. 

*En sona link atacağım, merak etmeyin :D

 

(Çok fazla kaldım burada. Artık gitmeliyim)    (Evet. Sağ olun!)

 

                                                             (Hoşça kalın!)

 

 

                                                                                   (Onu bir daha asla görmeyeceğim.)

Bu da Darcy'nin yaşadığı saray -buna yavru demek haksızlık olur- ve bu şeyi - ev demeye bin şahit ister :D - gören Lizzy'nin tepkisi :D 

Darcy'nin evinde kız kardeşi Lizzy için piyano çalarkene. He he gördü tabi koca malikaneyi nasıl da döndü haspa :D

Sanırım yeterince açık ve net bir şekilde vermek istediğim mesajı verebildim :D Bu diziyi izleyin, izletin! 

 

 

 

Edit: Dizi linki koymadığımı yazıyı yayınladıktan 3 gün sonra paylaşmadığımı fark edip daha fazla oyanlanmadan Online izleme linkini paylaşıyorum. Daha önce hiç indirmediğim için indirme ile ilgili bir fikrim yok. Yani indirmek isterseniz: Google it! İzlemek isterseniz de:

http://www.dizibox.com/pride-and-prejudice-mini-seri-1-bolum-izle/