İngilizce ders günlüğüm!!

Üçüncü sınıf İngilizce Öğretmenliği okuyan ünili bir genç olarak bir an önce sanatımı icra etmek için can atıyorum. Bir an önce öğretmek ve çabalarımın sonucunu görmek istiyorum. Bu yüzden elime geçen her fırsatta bir şeyler öğretmeye çalışıyorum. Geçenlerde de her hafta sonu gittiğim bir vakıftaki ortaokul çocuklarına İngilizce ders vermeye başladım. İşte artık ne kadar sürer, çocuklar bana ne kadar katlanır bilemiyorum. Ay Allahım çok korkuyorum!!!

 

Bu çocuklarla ilk dersimi 19.12.15'te yaptım. Tabi çok çok heyecanlandım. Tek isteğim o bir saatlik ders sürecinde çocukların dersten son derece keyif alması ve heyecanlanmasıydı. Ama sanırım bu konuda pek de başarılı olamadım. Ben de bu yüzden kendimi gözlemlemek için ve yaptığım hataları bir kez daha tekrarlamamak için böyle bir günlük tutmaya karar verdim. Bu da bu günlüğün geç kalınmış ilk sayfası. Kemerleriniz bağlayın ve günlüğün tadını çıkarın ;)

10-15 dklık bir gecikmenin ardından dersimize nihayetinde başladık. Daha önceden tanımadığım öğrenciler de olduğu için bir tanışma aktivitesi ile başlamayı uygun buldum. Ve daha önce bir drama dersinde şu videoda izlediğimiz tanışma etkinliği ile başladım. "Hello, my name is Kırlangıç. Nice to meet you!" diyerek zar zor yaptığımız yarım dairenin sol tarafından başladım selamlamaya. Her selamlamam da ben o kişinin yanındakiyle selamlaşırken bir önce selamladığım benim bir önce selamladığımı selamladı. Bilmem anlatabildim mi :D

Bu aktiviteye gereğinden çoook daha fazla bir süre ayırdım. Çocuklarla küçük çaplı bir iletişim sorunu yaşadık ta :/ Ülkemin güzide İngilizce öğretmenleri engin (!) tecrübeleriyle sınıfta İngilizce yerine Türkçe kullanmanın çok daha verimli (!) olduğuna karar verdiklerinden çocuklar verdiğim en basit direktifleri bile anlayamadılar da. Sırf bir "semi-circle"ı anlatmaya ne kadar çaba harcadım. Semiyi geçtim çocuklar daha circle ne onu bilmiyor! Bir de ortaokul öğrencisi olacak. Te Allah'ım ya, İnşallah ben öyle öğretmenlerden olmam (Amin!) 

Grubum hem 5. sınıftan hem de 7.sınıftan öğrenciler barındırdığından nereden başlayacağımı bilemediğim için o günü oyunlarla ve drama aktiviteleriyle geçirmeye karar vermiştim. O yüzden tüm sınıf selamlaştıktan sonra başka bir aktiviteye geçtim. Bu aktiviteyi de yine Drama derslerinden ve yine yukarı da bahsi geçen videodan öğrendim. Belki siz de duymuşsunuzdur. "Bingo" adı verilen bu etkinlikle öğrencilere basit soru kalıplarını bildikleri kelimelerle kullandırtmayı hedeflemiştim ama malesef işler yine istediğim gibi gitmedi.

-Öğrencilerime dağıttığım "Bingo" worksheeti-

Bir kere instructionların anlaşılmasında o kadar sorun yaşadım ki sınıfta gram İngilizce instruction verilmediğini hemen anladım. Verdiğim her instructionı elimden geldiğince açıklamaya çalışsam da en sonun da Türkçeye çevirmeye mecbur kaldım ve bu durum beni çok fazla üzdü.

Neyse, açtım müziği ve en sonunda çocuklar ne yapacaklarını az da olsa anlamış bulunduklarından etkinliği başlattım. Etkinlik çok zevkli bir şey. Kutucuklar arasındaki ifadeleri soru formunda önüne kim gelirse soruyorsun ve sorduğun sorulara her "Evet" cevabı aldığında kutucuğa bir tik atıyorsun böylece bir satırı ya da sütunu doldurmaya çalışıyorsun. İlk dolduran "Bingo" yapmış oluyor ve kazanan kişi o oluyor. Kazanan olmasa da olur tabi maksat muhabbet :D 

Daha sonra "Freeze" adlı bir drama aktivitesi ile devam ettik. Bu çok oynamalı gülmeli bir etkinlik olduğundan eğlenceli bir vakit geçirmiş olduk ve biraz rahatladık. Bu aktivitedeki temel materyalim olan şarkıya karar verirken biraz zorlandım ama sonunda güzel bir tane ayarladım :D Kings of Convenience adlı grubun "I'd rather dance with you" şarkısı mükemmel bir dans materyali. Herkesi önce bir piste davet ediyorsun, şarkıyı son ses veriyorsun, sonra delice dans ediyorsun. Sonra çat diye şarkıyı durduruyorsun. Öğrenciler o anda oldukları halde kalakalıyorlar sonra müziği tekrar veriyorsun. Tekrar durdurduğunda müziği herkes ilk durduğu pozisyona geri dönüyor. Buradaki asıl amaç öğrencinin gözlem becerisini geliştirmek ve kimi prepositionları -next to, near, opposite to, etc. - kullanmak -tabi bunun için önce bir tartışma kısmı yapmak gerekiyordu ama neyse.... 

Ancak benim canım öğrencilerim bu olayı bizim küçükken oynadığımız "Kartal" oyunuyla karıştırdılar ya da ben onlara ne yapmaları gerektiğini düzgün bir şekilde açıklayamadım ki onlar her seferinde farklı bir pozisyonda donup kaldılar :( Ay, şiştim!! Şimdiden!!

Tabi çocuklarla çok eğlenceli vakit geçirdik orası ayrı bir şey. Özellikle de dersin bitiminde bir öğrencimin gelip "Kırlangıç abla sen okulda da böyle ders işlersen, danslı manslı sınıf kudurur" demesi nedense beni pek bir bahtiyar etmişti. 

Bu etkinliği de bitirince son bir etkinlikle dersimizi bitirdik. Yeni etkinliğin adı "Two Truths and A Lie"dı. Çok basit ve eğlenceli bir oyun. İlk önce öğrencilerinizden birer kağıt kalem çıkarmasını istiyorsunuz. Sonra da onlardan kendileri ile ilgili iki gerçek bir de yalan bulmasını istiyorsunuz. Ama buldukları yalan öyle çok uçuk kaçık olmamalı ki hemen anlaşılmasın yalan olduğu üstünde biraz uğraşılsın. Sonra da kağıtları topladım. Biraz karıştırıp başladım cümleleri okumaya. Önce kağıdın sahibini yanıma çağırdım sonra da o kişinin yanlış cevabını bulduk. Bu son oyun özellikle birbirini tanıyan gruplarla çok eğlenceli olabiliyor.    

O gün çok eğlenceli ve güzel vakit geçirdim. Her şey için teşekkürler benim güzel arkadaşlarım. İnşallah ileride çok daha iyi dersler geçiririz beraber ve sizler için faydalı bir öğretmen olabilirim (Amin!)